DUVAR- Komedyen ve üretimci Şahan Gökbakar, 14 Mayıs’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve 28. Devir Milletvekili Genel Seçimi’nin akabinde toplumsal medya hesabından uzun bir metin yayınladı.
Türkiye’de son yıllarda artan hangi hususların kendisini rahatsız ettiğini sıralayan Gökbakar, “Sevgili dostlar, ben bilhassa son yıllarda süratlice artan; liyakatsizlik, adaletsizlik, eşitsizlik, yandaş kayırma, tekelci zihniyet, eğitimsizlik, palavra ve iftira, yozlaşma, sahtekarlık, yolsuzluk, ümitsizlik, utanmazlık, neşesizlik, özgürlüklerin kısıtlanması, farklılıklara saygısızlık, insan hakları ihlalleri, ülkeyi terk eden genç beyinler, dünyadan ayrışma, dış güçler safsatası, körüklenen çok milliyetçilik, bedel yargıları kaybı, etraf ve tabiat katliamları, nefret lisanı ve kutuplaşma, ekonomik çöküş, denetimsiz mülteci akını, partileşen devlet, yükselen gericilik, baskı ve endişe iklimi üzere hususlardan rahatsızım” sözlerini kullandı.
‘KAFAMDA VAR BİR ŞEYLER’
Seçmenlerin yüzde 50 – 50 bölündüğünü vurgulayan Gökbakar, Türkiye’de yaşayanların yeniliğe ve gayrete gereksinimi olduğunu belirttiği iletisini şu sözlerle sürdürdü:
“Bu ülkenin hoş insanları için rahatsızım aslında. Zira bunların tek tük olduğu eşitliğin, adaletin, sevginin, birliğin, mutluluğun, üretmenin, paylaşmanın, bolluğun, huzurun ve sevincin yüksek olduğu bir ülkeye layık beşerler olduğumuzu düşünüyorum. Bu toplumun yalnızca doğruyu görmesini ve aslında daha güzel yaşamanın hakkı olduğunu anlamasını istiyorum! İstiyorum da… Dün gördüm ki ülkemizde yüzde 50 bu durumdan şad ya da bu türlü görmüyor. Öbür öncelikleri var. Tahminen onlara yaşatılanlardan, tahminen inandırıldıkları palavralardan, tahminen güç kazandığını kaybetme endişesinden, tahminen de farklı sebeplerden ötürü güvenmiyorlar asla öbür birine…Geri kalan yüzde 50 ise istekli ve umutlu halde her seçim motive oluyor lakin bundan daha fazla ne yapılması gerektiğini ve nasıl olacağını (liderler dahi) maalesef çözemiyor, bilmiyor. Pekala ben biliyor muyum? Bir tek bildiğim şey bu halkın heyecana, yeniliğe ve daha fazla gayrete muhtaçlığı olduğu. Tamam da nasıl? Dur bakalım, başımda var bir şeyler. Siz de düşünün, sonra konuşalım. Hepinizi seviyorum.”
(HABER MERKEZİ)